27 Nisan 2010 Salı

sesini beklerken


Şimdi kumsalda bana okuduğun satırları düşünüyorum, o an sadece sesini dinlemiştim kelimeler

kendi yer almıştı beynimde. Beni ayakta tutan her sabah kelimelerin birini hatırlamaktı ve her

akşam mısraları tamamlamak,

Sonunda tamamladım tüm mısraları, beni ayakta tutan kelimeler mısraları tamalayınca artık

ayakta duramaz oldum ve önünde diz çöktüm, ve güneşin batıp gecenin gelmesini bekliyorum.

Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
utandırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı.
gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte
gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.’

Bana romeo’mu ver; sonra öldüğünde
al da küçük yıldızlara böl onu;
onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
bütün dünya gönül verip geceye,
tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder